COVID-19’un işletmeler, yeni kurulan şirketler, KOBİ’ler ve hatta hükümetler arasında bulutun benimsenmesinde önemli bir kilometre taşı olduğu kanıtlandı. Çünkü bu süreçte buluta geçişin, daha hızlı pazara sunma süresi, isteğe bağlı ölçeklenebilirlik ve teknoloji altyapısı için daha düşük toplam sahip olma maliyeti sağladığı kanıtlandı.
Gittikçe daha fazla işletme buluta geçerken ve bulut stratejilerini hazırlarken, 2022’deki bulut trendlerinin de aşağıdaki listedeki gibi olması bekleniyor:
1. Çoklu Bulut (Multi-Cloud)
Şu anda Amazon Web Services, Microsoft, Google ve Oracle gibi büyük bulut platformları; veri, bulut ve hesaplama gereksinimleri için eksiksiz çözümler sağlayan hizmet paketleri sunuyor. Bu, bulut hizmet sağlayıcıları açısından mantıklı olabilir, çünkü bu şirketler müşterilere tek elden bir çözüm sunmak ister. Ancak birçok müşteri, farklı “bulutlar” arasında köprü kuran çoklu bulut ortamlarını benimsiyor. Bulut sağlayıcıları, verilerin ve erişimin farklı platformlar arasında paylaşılmasına izin verdiğinde, şirketlerin tedarik zinciri ortaklarıyla veri paylaşımı gibi işlerini genişletmelerine yardımcı olur.
Accenture’a göre, tüm işletmelerin yüzde 93’ü çoklu bulut stratejisini benimsiyor. Çoklu bulut çözümleri, şirketlerin farklı bulut sağlayıcılarından iki veya daha fazla bulut çözümü kullanmasına olanak tanır. Bulut şirketleri daha fazla veri, depolama ve işlevsellik satabilir ve müşteriler işlerini daha verimli hale getirebilir. Örneğin, Microsoft ve Oracle, ürünlerini bağlayarak müşterilerin Microsoft Azure ve Oracle Cloud’u birbirine bağlamasına olanak tanır.
2. Hibrit Bulut (Hybrid Cloud)
Geleneksel olarak, işletmeler ya genel ya da özel bir bulut kullanır. Genel bulut çözümleri faturalandırma ve kaynaklar konusunda esnektir, özel sunucular üzerine kurulu özel bulutlar ise hassas bilgi ve verilere yardımcı olur.
AWS, Microsoft, IBM vb. büyük bulut sağlayıcıları, her iki dünyanın da en iyilerini birleştiren hibrit bulut çözümleri sunar. Hibrit bir çözümdeki genel bulut, tüm organizasyonun kullanabileceği paylaşılan panolar, araçlar ve uygulamalar içerebilir. Bir hibrit bulut çözümünün özel bulut bileşeni, görev açısından kritik veriler için gerekli olan uyumluluk, veri gizliliği ve ekstra güvenliği sağlar.
3. Dağıtılmış Bulut (Distributed Cloud)
Genel bulut sağlayıcıları, hibrit hizmetlerini paketler ve farklı konumlara dağıtır, bu da merkezi sunucularının üzerindeki baskıyı alarak verimliliği artırır.
Çalışanın yakınındaki veri merkezleri kullanılarak büyük iş yüklerinde gecikme azaltılır. Dağıtılmış bulut sistemleri ayrıca yedeklilik yoluyla sunucu arızasına karşı koruma sağlar. Küçük işletmeler, bulut sistemlerinin gücünden yararlanırken, bulundukları yere en yakın merkezleri kullanarak veri merkezleri ağından faydalanabilirler.
4. Yapay Zeka
Bulut hizmetleri, daha önce gerekli kaynakları karşılayamayan daha fazla işletme için yapay zekayı kullanılabilir hale getirdi. Makine öğrenimi, bilgi grafikleri, temel içerik oluşturma ve büyük veri, yapay zeka tarafından etkinleştirilebilen işlevlerdir.
Yapay zeka mühendisliği, yapay zekadan yararlanan verilere, modellere ve uygulamalara yönelik güncellemeleri otomatikleştirebilir. Bu yüzden önümüzdeki on yılda yapay zekayı işlerine entegre edebilen işletmeler, bilgileri daha doğru bir şekilde yorumlayabilecek ve şirketleri için daha fazla değer üretebilecek.
5. Generative AI (Yapay Zeka)
Generative AI, veri nesneleri veya mevcut verilerden içerik öğrenir ve bu modelleri tekrarlanmayan yepyeni orijinal içerik oluşturmak için kullanır. Videolar ve diğer içerik biçimlerinin yanı sıra yazılım kodu da, Generative AI tarafından oluşturulabilir. Gartner tarafından yapılan bir araştırma, 2025 yılına kadar tüm içeriğin %10’unun Generative AI tarafından oluşturulacağını öngörmektedir.
6. Sunucusuz Bilgisayarlar (Serverless Computing)
Functions as a Service olarak da bilinen sunucusuz bilgi işlem, işletmelere sunucu kiralamaya veya her ay bant genişliği için ödeme yapmadan bulut bilişim sunan, kullandıkça öde hizmetidir. Sunucusuz bilgi işlem, Hizmet olarak Platform’un (PaaS) en hızlı büyüyen alt kümesidir.
Mordor Intelligence tarafından yapılan bir araştırma, sunucusuz talebinin 2020 ile 2025 arasında %25 oranında artmasının beklendiğini gösteriyor. Sunucusuz, platform ile müşteri arasında bir soyutlama düzeyi ekleyerek geliştiricilerin ve kullanıcıların ortamları yapılandırmak için zaman harcamaktan kaçınmasını sağlar. Bu olaya dayalı mimari, yazılım geliştiricilerinin ağ yönetimine zaman harcamasını da engeller. Geliştiriciler, altyapı yerine UX ve UI üzerinde zaman harcayabilir.
7. Edge Bilişim
Merkezi bulut platformları, bir işletmenin ihtiyaçları için her zaman yeterli değildir. İşleme, bant genişliği ve hesaplama kaynaklarını kullanırlar. Gecikme ve güvenlik de endişe vericidir. Bu sorunu çözmek için, ihtiyaç duyulan noktalarda depolama ve hesaplama için yerelleştirilmiş veri merkezleri kurulur ve kullanılır. Edge bilgi işlem, gecikme sorunlarını gidermeye yardımcı olur, bulut kaynaklarındaki yükü azaltır, gerektiğinde buluttan yararlanır. Başka bir zaman sınırı hesaplaması, veri gizliliği ve güvenliğinin bir endişe kaynağı olduğu durumlarda kullanılabilir.
8. Toplam Tecrübe
Toplam deneyim – Total experience (TX), diğer deneyim disiplinlerinin toplandığı şemsiyedir. Kullanıcı deneyimi (UX), Müşteri deneyimi (CX), Çalışan deneyimi (EX) ve Çoklu deneyim (MX), Toplam Deneyim başlığı altında birleşir. Her deneyim departmanının lideri, müşterilerin ve çalışanların ihtiyaçlarından sorumludur.
Amaç, artan müşteri ve çalışan güveni sadakatini, memnuniyetini ve savunuculuğunu sağlamaktır. Bu yüzden toplam deneyim, kuruluşların uygulamaya çalıştığı yeni bir disiplin olmaya devam edecektir.
9. Data Fabric
Veri yapısı, çeşitli uç noktalarda tutarlı bir şekilde kullanılabilen esnek bir dağıtılmış veri yönetimi mimarisidir. Veri yapısı, nerede depolanırsa depolansın verileri gerekli olan her yerde kullanılabilir hale getirir. Bu yapıdaki veriler standartlaştırılmıştır ve bulut hizmetlerinde, yerinde ve uç cihazlarda kullanılabilir.
Bir data fabric’in avantajları, ihtiyaç duyulan verileri kullanıcılara tam zamanında teslim etmesi ve veri süreçlerini otomatikleştirmesidir. Veri siloları, iş uygulamalarında bir barikat olabilir, ancak bir veri yapısı ile veri bilimcileri verileri daha hızlı analiz edebilir ve teknik departmanlar, hibrit ve çoklu bulut ortamlarında veri yönetimini basitleştirebilir.
10. Veri Gizliliği ve Yönetimi
Güvenlik, uyumluluk, veri gizliliği ve yönetişim, bulut sistemlerindeki en büyük zorluklardan bazılarıdır. Verileri korumak için uyumluluk ve veri güvenliğine yönelik proaktif bir yaklaşım gereklidir. Uluslararası iş yapan tüm işletmeler için GDPR gibi düzenlemelere uyulmalıdır. Veri yönetimine ilişkin endişeler, siber güvenlikten ödün vermeden kullanım kolaylığı ile dengelenmelidir.
11. Birleştirilebilir Uygulamalar
Birleştirilebilir bir uygulama, iş sorunlarını çözen uygulamalar oluşturmak için modüler yazılım bileşenlerini kullanır. Birleştirilebilir uygulamalar, birçok farklı kullanım için kod oluşturmayı ve yeniden kullanmayı kolaylaştırır, üretim süresini hızlandırır, geliştirmeyi kolaylaştırır ve dahili kaynakları serbest bırakır.
12. Siber Güvenlik Ağı
Siber güvenlik ağı veya CSMA, tek bir BT ortamı güvenlik çevresi yerine her bir cihaz erişim noktasının çevresini oluşturan bir güvenlik savunma stratejisidir.
Her cihazı kendi çevresiyle güvence altına alarak ve erişimi merkezi bir yetki noktasından kontrol ederek, güvenlik sistemine esneklik ve ayrıntılı kontrol ekler. Dağıtılmış bir güvenlik mimarisi kullanmak, ölçeklenebilir, esnek ve güvenilir bir siber güvenlik sistemi oluşturur.
13. Hiper Otomasyon
Hiper otomasyon, otomasyon araçları (Zapier gibi), yazılım ve makine öğrenimi süreçlerinin bir kombinasyonunu kullanarak iş kararlarının ve süreçlerinin hızını artırmaya odaklanır. Normalde insan el emeği gerektiren işlevleri otomatikleştirerek, çalışanların üst düzey kararları ve yaratıcı çalışmaları ele almalarını sağlar.
14. Afet Yardımı
Günlük operasyonlarını çevrimiçi ortama taşıyan işletmelerin sayısı arttıkça, çalışma süresi her zamankinden daha önemli hale geldi. Uzaktan çalışanlar, e-ticaret işlevi, şirket intranetleri ve dahili veriler için kapalı kalma süresi pahalı olabilirken üretkenliğe ve gelire zarar verebilir.
Afet yardımı stratejileri, Disaster Relief as a Service – Hizmet Olarak Afet Yardımı’nı (DRaaS) içerebilir. Buna, ihlalleri ve arıza süresi sorunlarını daha hızlı çözen, veri yükümlülüğünü ve genel işletme maliyetlerini azaltan otomatik olağanüstü durum kurtarma müdahaleleri dahildir.
0 Comments