EY’ın Akıllı Sağlık Ekosistemi Raporu, sağlık hizmetlerinin teknoloji sayesinde geçireceği büyük dönüşüme dikkat çekiyor. Dijitalleşmenin çok daha ötesine geçecek olan entegre, hiper bağlantılı, gerçek zamanlı bir hızla çalışan akıllı sağlık sistemleri; kişiselleştirilmiş bakım ve sağlık deneyiminin kapılarını aralayacak.
Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young) Akıllı Sağlık Ekosistemi Araştırmasının sonuçlarını içeren raporunu açıkladı. Geleceğin akıllı sağlık ekosisteminde nasıl değer yaratılabileceği sorusuna yanıtlar arayan EY araştırmasına dayalı raporda, akıllı sağlık ekosisteminin, hastalara her zaman ve her yerde daha doğru içgörülerin yanı sıra kişiselleştirilmiş sağlık hizmet ve deneyimleri sağlayacağı da vurgulanıyor.
EY araştırması, sağlık hizmetlerinin daha da insan odaklı hale getirilmesi için yapay zekâ teknolojilerinin en etkin ve verimli şekilde nasıl kullanılabileceğine odaklanıyor. Sağlık bilimleri ve sağlıklı yaşam uygulamalarının son yıllarda geçirdiği büyük dönüşüme dikkat çeken rapor, son dönemde sağlığı yönetme şeklini dönüştüren dijital veya sanal bakım modellerinin benimsenme hızında büyük bir artış yaşandığına dikkat çekiyor.
Sadece fırsat değil, aynı zamanda acil ve temel bir ihtiyaç
Bugün sağlık alanındaki sistemler, genellikle her biri bağlı veri mantığı ve uygulamalara sahip çok sayıda sistemden ve birbirini tamamlayıcı nitelikte olmayabilen farklı tedarikçilerden temin edilmiş bağımsız uygulamalardan oluşan çalışma mantığından oluşuyor. Gelecekte tüm kullanıcılara açık olacak değer sunan sağlık platformları ise, birbirine entegre ve uyumlu teknolojiler, uygulamalar ve mikro sistemler tarafından gerçek zamanlı olarak erişilebilecek tekil veriler üzerine inşa ediliyor. EY raporu, günümüz dünyasında mevcut sağlık hizmetlerinin uzun vadede sürdürülebilir olmayabileceğini ortaya koyuyor. Obezite, kronik hastalıklar, yaşlanan nüfus ve sağlık eşitsizlikleri arttıkça, sağlık ve bakım hizmetleri tüm dünyada GSYİH’den giderek artan oranlarda pay almaya devam edecek. 2030 yılına kadar küresel sağlık hizmetleri iş gücünde 18 milyona ulaşan bir istihdam açığı tahmin ediliyor. Bu da dijitalleşme, otomasyon ve yapay zekaya geçişin önemini artırıyor. EY’ın Akıllı Sağlık Ekosistemi Raporu, geleceğin klinisyenlerinin yapay zeka, büyük veri, robotik ve diğer gelişen teknolojiler ve disiplinler konusunda daha eğitimli, “tıp mühendisleri” olarak da tanımlanabilecek uzmanlar olacağına da vurgu yapıyor. Bu uzmanlar, günümüzde teknolojik olgunluk ve ticari değer açısından hızla büyüyen artırılmış gerçeklik, nanobotlar ve diğer güçlü araçların yardımıyla birden fazla hastayı uzaktan takip edebilecek.
Veri, sağlık teknolojilerinde itici güç işlevi üstleniyor
Sağlık hizmetleri sektörünün yeni teknolojiler tarafından yönlendirildiği günümüzde bulut teknolojisi, sensörler, sanal ve genişletilmiş gerçeklik sistemleri ile beşinci nesil genişbant uygulamalarının sağlık hizmetlerine entegrasyonu için çalışmalar yapılıyor. Bunlara ek olarak, kuantum bilgi işlem ve metaverse gibi daha ileri teknolojiler de ufukta şekilleniyor.
Sağlık hizmetlerinin geleceğinin anahtarını elinde tutan birçok yeni teknoloji söz konusu. Nanobotlar, taşınabilir genomik sıralayıcılar, sürekli aktif sensörler ve sürekli öğrenen yapay zeka gibi yüksek teknolojiler sayesinde sağlık hizmetleri yakın gelecekte çok büyük bir değişim geçirecek. İlgili teknolojilerin gelişmesi, sağlık alanında gelişen tıbbi nesneler internetinin (IoMT) yaratılmasını da sağlayacak. Sağlık hizmeti verilerinin niceliği ve kalitesinde eşi görülmemiş bir büyüme sağlayacak olan IoMT, gelecekte evlerde ve çalışma ortamlarında, akıllı altyapıya bağlı cihazlar, sanal asistanlar, hareket sensörleri, uzaktan izleme araçları ile her alanda kullanımda olacak.
2010 yılında tüm dünyada toplam 20 milyon olan sensör adedi 2020’de bir trilyona ulaşmış durumda. Bu 10 yılda %195’lik bir CAGR (Bileşik Yıllık Büyüme Oranı) oranına denk geliyor. Gelecek üç yıl içinde sağlık verilerinin büyümesi için %36’lık CAGR öngörülüyor. Bu da sağlık ve bakım hizmetleri sektörünün imalat (%6,3) veya finansal hizmetler (%6) gibi sektörler için veri üretimindeki artışı geride bırakacağı anlamına geliyor.
Yapay zeka, kişiselleştirilmiş içgörülerle desteklenen akıllı bir ekosistem vadediyor
Sağlık hizmetlerinde yapay zekanın varlığı ve kullanımının giderek arttığını vurgulayan rapor FDA tarafından sadece 2021 yılında 130’dan fazla yeni algoritmanın tıbbi kullanımının onaylandığına dikkat çekiyor. Bu algoritmalar “dijital triyaj” gerçekleştirmek, bakım hizmetlerini optimize etmek, davranışsal koçluk ile gerçek zamanlı hastalık yönetimi sağlamak ve diğer büyük veri kümeleri üzerinde daha derin analizler yürütmek için araçlar sunuyor.
Sağlık hizmetleri alanındaki veri hacmi genişlemeye devam ederken, yapay zeka bu verileri farklı şekillerde bağlamak, birleştirip sorgulama yapmak ve eyleme dönüştürülebilir içgörüler üretmek için değerli araçlar sunuyor. Raporda akıllı sağlık ekosisteminin gelişimini destekleyecek olan etkenler arasında şu maddeler de yer alıyor:
- Akıllı sağlık ekosistemi, bir veri bağı aracılığıyla birbirine bağlanan platformlar ile veri entegrasyonu ve analizini sağlayacak. Her bir hastayı çevreleyen kişiselleştirilmiş veri bulutu, hastaya ait bireyselleştirilmiş verilerin temel değerlerle ve gerçek dünya verileriyle karşılaştırılmasına olanak tanıyacak.
- Veri odaklı akıllı ekosistem, farklı alanlar arasındaki duvarların ortadan kaldırılmasına ve ‘hastanın yolculuğu’ boyunca karar verme süreçlerinin optimizasyonuna da katkı sağlayacak. En önemlisi, gerçekten insan merkezli bakım hizmeti için bir yol sunacak.
Akıllı Sağlık Ekosistemi Raporuna ilişkin olarak, EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektörü Lideri T. Ufuk Eren şunları söyledi:
“Günümüzde sağlık ve bakım hizmetlerinde üretilen veri miktarı her geçen gün artıyor. Bu verilerin yapılandırılmamış, ham bilgiler olmaktan çıkartılıp eyleme dönüştürülebilir içgörüler haline gelebilmesi için yeni analitik araçlara olan ihtiyaç da artıyor. Yenilikçi teknolojiler bu alanda itici güç olmaya devam ediyor. EY Akıllı Sağlık Ekosistemi raporunda detaylı bir şekilde anlatılan öncü teknoloji ve uygulamalar bilim kurgu gibi gelse de sağlık hizmetlerindeki büyük değişim zaten başlamış durumda. Pandemi döneminde uzaktan sağlık uygulamalarının benimsenmesinde tüm dünyada önemli artış görüldü. Sektör, sağlık ve bakım hizmetlerine yönelik entegre, kapsamlı yaklaşımlar geliştirmeye odaklanıyor. Birbirinden farklı, çoğu zaman bağlantısız verilerle ve teknolojiyle beslenen yenilikler akıllı bir sağlık ekosisteminin ortaya çıkmasına da olanak sağlıyor. Bu akıllı ekosistem, hastalara her zaman ve her yerde daha doğru içgörüler ve daha fazla kişiselleştirilmiş sağlık deneyimleri sunacak. Teknolojinin gelişimi, gelecekte sağlık hizmetlerinin çok daha kişiselleştirilmiş hale gelmesini sağlayacak. Hastalara gerçek anlamda sağlık değeri sunmayı başaran şirketler geleceğin kazananları olacak. Bu vizyonu gerçekleştirmek, sağlık sektörü ile sağlıklı yaşam endüstrileri içerisinde sıkı bir iş birliğini de gerektiriyor.”
0 Comments