2022'de Dikkat Edilmesi Gereken 8 Bulut Güvenliği Trendi

2022’de Dikkat Edilmesi Gereken 8 Bulut Güvenliği Trendi


İşletmelerin %92’sinin şu anda BT ortamlarını bulutta barındırdığını biliyor musunuz? COVID-19’dan sonra, uzaktan çalışmadaki artıştan dolayı bulut benimsemesi de arttı. Artan esneklik, üretkenlik ve düşük maliyetler, bulutu dünya çapındaki işletmeler için uygun bir seçenek haline getirdi. Ancak bulutta önemli avantajlarla birlikte bazı kritik güvenlik tehditleri de var. Kötü yönetim durumunda, işletmeler veri ihlallerinden ve sızıntılardan zarar görebiliyor.

Bu ihlal ve sızıntıları önlemek için 2022’de dikkat etmeniz gereken trendler aşağıdaki şekildedir:

1. Bulut Güvenliği Sonrası Yönetimi (CSPM)

CSPM, bulut platformu hesaplarınızın yapılandırmasına bakar ve veri ihlallerine ve sızıntılara yol açan olası yanlış yapılandırmaları belirler.

Yapılan araştırmalara göre; yanlış yapılandırma, görünürlük eksikliği, kimlik ve yetkisiz erişim en üst sıradaki bulut tehditleridir. Gartner, yanlış yapılandırmayı veri ihlallerinin arkasındaki temel neden olarak tanımlar. Bunları azaltma veya tamamen ortadan kaldırma, daha iyi çalışmayı sağlayacaktır.

CSPM, işletmelerin güvenlik açısından kullanıcıları ile güven geliştirmesine yardımcı olur. Güvenliği otomatikleştirir ve bulutta uyumluluk güvencesi sağlar.

2. Buluta ulaşmadan önce müşteri verilerinin korunmasını sağlama

2021’deki en önemli bulut güvenliği endişelerinin veri kaybı ve sızıntısı (%69) olduğunu biliyor muydunuz?

Bulut bilişimin sayısız faydası vardır, ancak güvenlik her zaman tehlikededir. Veriler, sahibinin doğrudan kontrolü dışındadır ve bu, bulutta güvenliği en önemli konu haline getirir. 

Müşteriler, veri güvenliğini garanti edemeyen şirketlerle ilişki kurmakla pek ilgilenmezler. Bu yüzden, önemli müşteri verilerini korumak için yeni standartlar, kurallar ve düzenlemeler oluşturmak için ilgili tüm adımları atmanız gerekir.

İşletmenin ve müşterilerin yararı için Bring Your Own Key (BYOK) şifrelemesini tanıtmak için hala çok geç değildir.

BYOK şifreleme sistemi, işletmelerin verilerini şifreler ve bilgilerin sadece erişim sahibine ait olmasını sağlar. Ancak bazı planlar anahtarları bulut güvenlik platformuna yüklediğinden, işletmelerin bu sistemi tanıtırken dikkatli olmaları gerekir. Bu da bilgiyi tekrar savunmasız ve sızıntıya açık hale getirir.

3. Sıfır güven modeli (zero trust model)

Sıfır güven modeli, kimlikleri doğrulanana kadar hiç kimsenin verilere erişmemesini sağlayarak tam güvenlik sunar. Kullanıcıların yalnızca ihtiyaç duydukları bilgilere erişmelerini sağlar. Herhangi bir senaryoda hiçbir ekstra bilgi sunulmaz.

Her adımda, kullanıcının kimliğini doğrulaması gerekir. Bu model, kontrolü işletmelere geri verir ve hesap verebilirliği artırır. Sınırlı erişim sağlayarak, veri ihlali olasılığı azalır.

Artan sayıda içeriden saldırı ile bu modele uyum sağlamak oldukça gereklidir. Bu sayede çalışanlar, kendi alanları ile ilgili olmayan bilgilere asla erişim sağlayamaz.

4. Bulut içinde SDLC ve DevSecOps

DevOps’un artan popülaritesi, şirketlerin ihmal edilebilir riskle etkili yazılım programları yayınlamasına yardımcı oldu. Artık şirketler, güvenlik uygulamasında tam sorumluluk alan yeni bir model olan DevSecOps’a büyük ölçüde güveniyor. Uygulanan güvenlik ve herkese karşı hesap verebilirlik, şirketlerin herhangi bir sorun yaşamamasını sağlıyor.

Bunu uygulamanın bazı önemli avantajları var. Bu avantajlar; kodunuzdaki güvenlik açıklarını, IaC teknolojilerini, uygulamanızı kullanmanın yollarını ve kapalı kalma süresini azaltmaktır.

SDLC’nizdeki genel güvenlik, DevSecOps’u mevcut DevOps ardışık düzeninize entegre ettikten sonra iyileşir. Bu güvenlik önlemleri, SDLC’nin her aşamasının sorunsuz ilerlemesini sağlamak için çok önemlidir.

5. Fikir birliği eksikliği

Hükümetler, yeterli bulut güvenliğini sağlamak için kurallar, düzenlemeler ve politikalar uygulamak için çalışıyor. Ancak ülkeler genellikle sorunları farklı şekilde ele aldığı için bu, kaçınılmaz güvenlik tehditlerine neden olur.

İşletmeler, büyük sorunlarla ve dünya çapındaki değişen düzenlemelerle mücadelede çeşitlilikten kaynaklanan sorunlarla karşı karşıyadır. Kullanıcılar, uygun güvenlik sağlamak için büyük yatırımlar yapar. Artan siber suçlar, işletmelerin zamanlarını ve dikkatlerini net düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalmaya ayırmalarını gerektirir.

6. Siber suçlarda ciddi artış

Bulut bilişim, bilgiye her zaman erişim sağlar. Ancak, kaynaklarla ilişkili olan kullanıcılar, takip eden risklerden sorumludur. Azalan görünürlük ve kontrol nedeniyle bulut bilişim durumunda siber suça maruz kalma oldukça şiddetlidir. Bireyler bile ilişkili tehditlerin çok az  farkındadır.

Bulut bilişimde siber suç riskine maruz kalan üç veri türü aşağıdaki şekildedir:

  • Bulutta işlenen veriler
  • Resting data
  • Aktarılan veriler

Siber suç riskinin artması nedeniyle şirketler uçtan uca şifreleme olmadan çalışamaz. Ciddi tehditlerin farkında olmasına rağmen, beş şirketten yalnızca biri zaman zaman bulut güvenliği duruşlarını değerlendirir. İşletmenizi ağır kayıplardan kurtarmak için 2022’de bu alanda gecikmediğinizden emin olmanız gerekir.

7. Merkezi platformlara duyulan ihtiyaç

Etkinlikleri kolaylaştırmak, birden fazla bulut sağlayıcısı kullanan işletmeler için çok önemlidir. Merkezi bir platform, ilgili önlemleri ve güvenlik kontrollerini uygulamak için ihtiyaçtır.

Bu sorunlardan kurtulmak için şirketler bir bulut güvenliği erişim aracısına (CSAB) güvenir. Bu, bulut uygulamaları ve kullanıcılar arasında bir bağlayıcı görevi görür. CSAB, sorunsuz çalışmayı sağlar ve daha iyi görünürlük sunar. Ana prosedürleri ve kuralları uygulayarak ilgili faaliyetlerin sürekli olarak taranması, onu uygun bir seçim haline getirir.

8. Akıllı güvenliğe artan yatırım

Yapay zeka ve makine öğrenimindeki sürekli ilerleme, işletmelerin güvenlik tekniklerini yeniden düşünmelerini gerektirir. Bu teknik gelişmeler, verilerin tam olarak korunmasını sağlayarak işletmeleri ciddi siber hırsızlıklardan kurtarır. Tespit edilmeyen hırsızlıklar, iyileşmesi zaman alan ciddi hasarlara neden olabileceğinden çok önemlidir.

Yapay zekaya güvenen işletmeler daha iyi müşteri güveni geliştirir ve sonunda müşteri tabanlarını genişletir. Bu teknolojiler şu an çeşitli endüstrileri yavaş yavaş ele geçirmektedir.

Ayrıca siber güvenlik iş gücünün eksikliği, yapay zeka ve makine öğrenimi talebini de artırır.

Özetle diyebiliriz ki, her geçen gün işletmeler için yeni ve sofistike bir siber tehdit oluşturuyor. Bu yüzden yukarıdaki eğilimleri analiz ettikten sonra, işletmeniz için en kötüsüne hazırlanmalı ve buna göre bir strateji geliştirmelisiniz.

Güçlü güvenlik önlemleri almak, bütünlüklerini korumak ve müşterileriyle kalıcı bir ilişki geliştirmek isteyen işletmeler için çok önemlidir. İşletmenizi ciddi tehditlerden korumak için sürekli olarak çalışmaya ve güvenlikle ilgili hususları izlemeye devam etmeniz gerekir.


0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir